Kabızlık, ishal, halsizlik! Bağırsaklarda sinsice ilerliyor: Kolonoskopi’ ile önlenebiliyor!

“`html


Kolonoskopi

45 Yaşında Kolonoskopi Zorunlu!

Dünya genelinde her yıl yaklaşık iki milyon insan, Türkiye’de ise yaklaşık 20 bin kişi kolon kanserine yakalanıyor. Kolon kanseri, dünya çapında en yaygın üçüncü kanser tipi olurken, kansere bağlı ölümlerin ikinci sırasında yer alıyor. Bu durum, kolon kanserinin kendini sinsi bir şekilde gizleyip ileri aşamaya kadar belirti vermemesi nedeniyle oldukça tehlikeli hale geliyor. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Arzu Tiftikçi, düzenli kolonoskopi testlerinin kolon kanserinin önlenmesine katkı sağladığını belirtiyor ve “Polypların kansere dönüşmesi genellikle on yıl alır. Kolonoskopi ile bu polipler henüz kanser haline gelmeden yakalanabilir. Dolayısıyla, 50 yaşından itibaren ya da yeni kılavuzlara göre 45 yaşında herkesin kolonoskopi yaptırması önerilmektedir. Eğer ailede kolon kanseri öyküsü varsa, 40 yaşında veya varsa iltihabi bağırsak hastalığı olanların daha erken tarama yaptırması önemlidir.” diyor.


Polipler ve Kolon Kanseri

Poliplerin Rolü ve Diğer Risk Faktörleri

Kolon kanseri, birçok değişken risk faktörü ile ilişkili bir hastalıktır. Çevresel etkiler ve kalıtsal faktörler, bağırsağın iltihaplanmasına yol açabilir ve böylece kanserin gelişmesine neden olabilir. Yaş, cinsiyet, inflamatuar bağırsak hastalığı ve aile öyküsü gibi öngörülemeyen risk faktörleri arasında yer alırken; tütün ve alkol tüketimi, yanlış beslenme, fiziksel aktivite eksikliği ve obezite, kontrol altına alınabilir risklerdendir. Prof. Dr. Tiftikçi, kolon kanserinin yüzde 85-90’ında poliplerin rol oynadığını belirterek, “Kolonoskopi esnasında çıkarılan poliplerin neredeyse sadece onda biri kansere dönüşecek. Sağlık politikaları çerçevesinde, ‘gizli kan’ kontrolü ile tarama yapılmalı, pozitif sonuç çıkarsa kolonoskopi uygulanmalıdır.” bilgilerini veriyor.


Aile Öyküsü ve Risk

Ailevi Kolon Kanseri Riski Katlanıyor!

Kolon kanseri öyküsünün bulunması, kişide kolon kanseri riskini önemli ölçüde artırıyor. Özellikle birinci derece akrabalarında kolon kanseri olan bireylerin, hastalık riskinin yükseldiği gözlemleniyor. İsveç’te yapılan bir araştırmaya göre, ebeveynlerde kolon kanseri öyküsü olması, kişinin riskini iki katına çıkartırken, bu durum 60 yaş altındaki teşhisler için üç katına çıkabiliyor. Bu bulgular, 30-39 yaş arasındaki bireylerde de riskin dört kat arttığını ortaya koyuyor.


Kolon Kanseri Belirtileri

Belirtilere Dikkat Edin!

Kolon kanseri genellikle sessiz ilerleyerek kendini belli etmeden gelişebilir. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Arzu Tiftikçi, kolon kanserinin yaygın belirtilerini şu şekilde açıklıyor:

  • Daha sık ya da daha seyrek tuvalete gitme
  • Kabızlık veya ishal
  • Devamlı dışkı hissi
  • Ani dışkılama ihtiyacı
  • Ağrılı dışkılama
  • Dışkıda kan ya da makattan kan gelmesi
  • Karın bölgesinde şişkinlik, gaz ve ağrı
  • Sebebi bilinmeyen kilo kaybı, bulantı, halsizlik
  • Kansızlık

Kolonoskopi ve Önleme

Kolonoskopi ile Kanserin Önü Alınıyor!

Kolon kanseri, önlenebilir kanser türleri arasında yer alıyor. Düzenli kolonoskopi taramaları sayesinde polipler kansere dönüşmeden tespit edilebilir. Sağlık Bakanlığı’na bağlı Kanser Dairesi, ülkemizde 50-70 yaş arasındaki bireylerin taranmasını hedefliyor. İlk olarak dışkıda gizli kan testi yapılması öneriliyor, pozitif sonuç durumunda kolonoskopi uygulanıyor. Prof. Dr. Tiftikçi, “45-50 yaş arasında herkesin kolonoskopi yaptırması şarttır. Ailesinde kolon kanseri öyküsü olanların bu taramalara 40 yaşında başlaması gerekmektedir.” diyerek tarama sürecinin önemine vurgu yapıyor.


Erken Tedavi

Erken Teşhiste Polipektomi Yeterli Oluyor!

Kolon kanseri erken tespit edildiğinde, son yıllarda tedavi alanındaki gelişmeler sayesinde tamamen iyileşebilir. Hastalığın tanı sürecinde görüntüleme yöntemleri kullanılarak evresi belirlenmektedir. Erken evreler için hedef tedavi sağlamakken, ilerlemiş evrede tümör büyümesini durdurmak ve metastaz riskini önlemek olacaktır. Prof. Dr. Arzu Tiftikçi, polipektomi işleminin, henüz polipekli olmayan tümörlerde yeterli olabileceğini belirtiyor. “İleri evrelerde cerrahi müdahale ile tümörlü dokunun tamamen çıkarılması hedeflenir. Kemoterapi ve radyoterapi gibi ek tedavi yöntemleri de uygulanır.” diyerek tedavi sürecine ışık tutuyor.

“`

Related Posts

Ereksiyon Problemi Nedir?

Ereksiyon Problemi Neden Olur, Ereksiyon Sorunu Erkeklerde Ne Gibi Psikolojik Sorunlara Yol Açar?

Kelime kaybıyla başlıyor! Sessiz tehdit: Primer Progressif Afazi

Primer Progresif Afazi’nin (PPA), Alzheimer hastalığı gibi diğer demans türlerinden farklı olarak, başlangıçta sadece dil işlevlerini etkilediğini aktaran Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, nadir görülen nörolojik hastalığın belirtileri, tanı süreci ve hastaya yaklaşım yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Uzman uyardı: ‘Merdiven altı’ zayıflama iğneleri tehlike saçıyor

Diyabetle mücadele ve diyete dirençli obezite tedavisinde kullanılmak üzere reçete edilmesi gereken ve halk arasında zayıflama iğnesi olarak bilinen diyabet iğnelerinin kontrolsüz kullanımı tehlike saçıyor. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sait Gönen, soğuk zincirde muhafaza gerektiren bu iğnelerin merdiven altı satışının ABD’de yüzde 60’lara ulaştığını, ülkemizde de kontrolsüz bir şekilde kullanımının son dönemde büyük oranda arttığını kaydetti.

HIV tedavisinde devrim niteliğinde yöntem: ‘Hepimizi şaşkına çevirdi’

Avustralya’daki bilim insanları, HIV’in bağışıklık sistemi ve ilaçlardan gizlendiği beyaz kan hücrelerinde görünür hale getirilmesini sağlayan devrim niteliğinde bir yöntem geliştirdi. Melbourne’deki Peter Doherty Enfeksiyon ve Bağışıklık Enstitüsü’nde yürütülen çalışma, HIV tedavisinde umut vaat eden bir adım olarak değerlendiriliyor.

Günlük et tüketimi 100-150 gram olmalı! ‘Eti kavurma değil, haşlama yiyin’

Kurban Bayramı gibi etin yoğun tüketildiği dönemlerde pişirme yöntemlerinin sağlık açısından büyük önem taşıdığını belirten Beslenme Uzmanı Öğr. Gör. Kübra Şahin, Kurban Bayramı’nda sağlıklı ve dengeli beslenme konusunda önemli uyarılarda bulundu.

Öksürük sesinden üretti: Ne işe yaradığı gündem oldu

Hitit Üniversitesi’nde farklı alanlardan uzmanların işbirliğiyle geliştirilen yazılım, KOAH, astım, bronşit, üst solunum yolu hastalıkları, zatürre, reflü gibi hastalıklar ile sağlıklı öksürüğü yüzde 91 başarı oranıyla tespit edebiliyor. Hitit Üniversitesi Biyoistatistik Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Emre Demir, “Projenin üçüncü aşamasında, cep telefonuyla kaydedilecek öksürük sesiyle kişinin kendisine doğrudan solunum yolu tanısı koyacağı bir mobil uygulama geliştirmek istiyoruz” dedi.