Milli Eğitim Bakanlığı tarafından, 2012-2013 eğitim-öğretim yılında uygulamaya konan 4+4+4 eğitim sisteminde değişikliğe gideceği iddiaları yeniden gündemde.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in geçmişte, ”Zorunlu eğitimin çok olduğunu, yakında bunun tartışmaya açılacağını ben de tahmin ediyorum. Bu kadar uzun bir süre standart bir eğitime çocukları tabi tutmak doğru olmayabilir” demişti.
Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Ömer Faruk Yelkenci’nin ise katıldığı bir sempozyumda ”4+4+4 eğitim sisteminin son dört yılının yeniden ele alınması gerektiği şüphesiz aşikar” ifadelerini kullanmıştı.
Son olarak aralarında Enderun Özgün Eğitimciler Derneği, Maarif Platformu ve Medeniyet Enstitüsü’nün düzenlediği ”Türk Eğitim Sistemi ve Zorunlu Eğitimin Yansımaları”’ konulu çalıştay ile tekrar gündeme gelirken, çalıştay raporunda “12 yıllık zorunlu eğitim dayatması çocukların kabiliyeti, meslek edinmeleri ve yuva kurmaları önünde büyük bir engel” görüşüne yer verildi.
Eğitim sendikaları 4+4+3 modeline karşı çıkıyor. ANKA’nın haberine göre tepkiler şöyle:
‘TARTIŞILACAĞI YER DİNİ DERNEKLER DEĞİL’
Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak: Bu derneklerin internet sitelerine girildiğinde göreceksiniz, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ne gelen eleştiriler, bu dernekler üzerinden yanıtlanmış. Bu modelin de nerelerde pişirildiğini, nelerde planlandığını açıkça ortaya koyuyor. Yapılmaya çalışılan, giderek kız çocuklarının okul ikliminden uzaklaştırılmasını, karma eğitiminden vazgeçilmesi, çevrimiçi eğitim gibi yaklaşımların ortaya konulması. Yeni bir eğitim modelini, eğitimcilerle, akademisyenlerle tartışabiliriz. Ama bakanlık, uzun süreden beri yaptığı gibi bunu dini vakıflarla planlamak istiyor. Biz, Eğitim-Sen olarak, zorunlu eğitimin ilkokul öncesine kadar indirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. 4+4+4 eğitim modelinin ortadan kaldırılmasına, ilkokulun yeniden 5 yıla çıkarılması gibi bizim de bu modele dair önerilerimiz var.
Kız çocuklarının okullarda kalabilmesinin yollarını planlayacak her türlü mekanizmaların güçlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu tartışmaların bu şekilde açılması, büyük bir talihsizlik olmakla beraber, dünya ile yarışır bir eğitim modelini bakanlık önüne koymuş değil. Bakanı uyarmakta fayda görüyoruz. Eğitim alanında sorun varsa, bunun tartışılacağı yer birtakım dini dernekler değildir.
‘EĞİTİM HAKKI GASPI’
Eğitim-İş Genel Sekreteri Seher Ergin: Çalıştayda, 12 yıllık zorunlu eğitimin ‘dayatma’ olarak tanımlanması ve çocukların kabiliyetleri, meslek edinmeleri ve yuva kurmaları önünde engel olarak gösterilmesi, AKP’nin eğitimi tamamen piyasalaştırma ve gericileştirme projesinin bir parçasıdır. Eğitimin temel amacı bireyleri özgürleştirmek ve çağdaş dünyaya hazırlamakken, bu tür yaklaşımlar çocukları erken yaşta emek sömürüsüne açık hale getirme niyetini taşımaktadır. AKP’nin eğitim politikaları, yoksul ve dezavantajlı kesimleri eğitimden uzaklaştırarak eğitim hakkını gasp etmektedir. Zorunlu eğitim kesintisiz ve kamusal bir hak olmalıdır. Zorunlu eğitim anayasada bir hak ve aynı zamanda yükümlülüktür. Ancak AKP iktidarı bu yükümlülüğü bir yük olarak algılamakta; eğitimi özelleştirerek, kesintili hale getirerek, zorunlu eğitimin süresini kısaltarak bu ‘yük’ten kurtulmaya çalışmaktadır. Çocukların erken yaşta eğitimden kopmalarına neden olacak gerici düzenlemelere asla geçit verilmemelidir. Eğitimde eşitliği ortadan kaldırılarak, kız çocukları başta olmak üzere geniş bir kesimin eğitim hakkı gasp edilmek istenmektedir. Çocuk işçiliğinin teşvik edilmesine yönelik hiçbir girişim kabul edilemez.
‘PEDAGOJİNİN TEMEL İLKELERİ GÖZETİLMELİ’
Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu: Sistem değişikliği öncesinde kapsamlı bilimsel araştırmalar yapılmalı, eğitim bilimleri ve pedagojinin temel ilkeleri gözetilmeli, paydaşların görüşleri alınarak toplumsal bir mutabakat sağlanmalıdır. Ayrıca yeni sistemlerin pilot uygulamalarla test edilmesi, ortaya çıkabilecek aksaklıkların önceden belirlenmesine ve gerekli düzeltmelerin zamanında yapılmasına katkı sunacaktır. Böylelikle eğitim reformları, öğrenci başarısını artırmayı ve öğretmenlerin mesleki gelişimini desteklemeyi amaçlayan, sürdürülebilir ve bilimsel temelli düzenlemelere dönüşebilir. İlkokul ortaokul ve liselerin zorunlu olmasından yanayız. Önceliğimiz okul süreleri değil, eğitimin içeriği, eğitim yöneticilerinin liyakati, öğretmenlerimin gelişimine katkı sağlayacak gerçekçi ve bilimsel eğitimler, fiziki yetersizlikler ve imkansızlıklar olmalıdır.’
(ANKA HABER AJANSI)
More Stories
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Gıda enflasyonunu düşürmeyi hedefliyoruz
AKP’li Zorlu: Suriye Türkmen Meclisi Başkanı ile görüştü
Tüketim alışkanlıkları değişiyor! Aşırı tüketime karşı çıkan bir eğilim sosyal medyada çığ gibi büyüyor